Uzun süreli bir evlilik yaşamış veya ortak yaşamış birçok kişi size bunun zor bir yol olduğunu söyleyebilir. Bazen her şey sorunsuz gider. Bazense, hiçbir şeyin işe yaramadığı hissine kapılabilirsiniz. Fakat ne olursa olsun partnerler ilişkisini sağlam tutmayı başarabilirse bu ilişki yürür. Peki evliliğin bu aşamaları nelerdir? Gelin bakalım…
Kaynak: https://www.psychologytoday.com/intl/…
Evlilik uzun ve dolambaçlı bir yoldur.
Evlilik içinde birlikte evrildiğiniz yıllar olduğu gibi, tamamen farklı yönlere gittiğinizi hissettiğiniz yıllar da olabilir. Bu tamamen normaldir. Uzun süreli ilişkiler ve özellikle evlilikler, dinamik varlıklardır ve başlangıçtaki aşkı ve heyecanı ne kadar sürekli kılmak istersek isteyelim, bu evliliğin gerçekliği değildir. İnişler ve çıkışlar hep vardır. Evliliğin tek öngörülebilir kısmı, zaman geçtikçe her ikinizin de kaçınılmaz olarak deneyimleyeceği değişimdir. Gelin birlikte evliliğin değiştiği bu 6 aşamayı inceleyelim. ?
1. Sevgi dolu ilk zamanlar.
Bu başlangıç aşamasında, her partner diğerinin ihtiyaçlarını karşılamaktan mutluluk duyar. Her partnerin ihtiyaçlarının karşılıklı olarak karşılanacağı beklentisi vardır ve evlilik bu sevgi ve ilgi duygusunu pekiştirmeye hizmet eder. Çift, günlük yaşamın dikkat dağıtıcılığına rağmen birbirlerini daha derin bir şekilde anlamayı başarır.
2. Balayı dönemi (canım cicim aylarının) bitişi.
Bu aşamada, bir partnerin diğerinin beklentilerini karşılayamaması nedeniyle dinamik değişir ve hayal kırıklığına yol açar. Birbirlerinin refahından karşılıklı olarak sorumlu olma inancı devam eder, ancak davranışlar daha manipülatif hale gelir. Sevgi ve ilgi artık koşulsuz değildir ve partnerler, ilişkinin artık ideal olmaması gerçeğine karşı eleştirel olmak veya hayal kırıklığına uğramış hissetmek arasında kalır.
3. Hesaplaşma.
Hayal kırıklığı ve kin, öfkeye dönüşerek bir güç mücadelesine yol açar. Bu mücadele, başlangıçtaki sevgi dolu ilişkiyi yeniden kazanma beklentisinin karşılanmaması karşısında bir savunma mekanizması işlevi görür. Tartışmalar genellikle kontrol konuları, para, seks veya birlikte geçirilen zaman etrafında döner. Güç mücadelesi, karşılıksız sevgi ve kabul beklentilerinin karşılanmamasından doğan bir tepkidir.
4. Bu mücadeleye dayanmak.
Duygusal olarak yıpranmış ve ayrılık tehdidiyle karşı karşıya kalan partnerler, mevcut çatışmaları çözmek için dikkatlerini hayatın ve ilişkilerinin diğer yönlerine çevirirler. Azalan romantikliğe rağmen, evliliğe olan bağlılık devam eder ve çift, aile yararına ortak ilgi alanlarına odaklanır. Örneğin bir ev almak, çocukları büyütmek veya işte ilerlemek gibi. İlişkideki azalmış memnuniyet, çiftin ortak girişimlerde işbirliği yapmasıyla olumlu bir sonuç verir.
5. Kendi işine bakmak.
Partnerler, birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamayı beklemenin bir hayal olduğunu kabul eder. Bu farkındalık, bireylerin tek başına bağımsızlık ve özgüveni tetikler. Kişiler kendi kendine de yetebileceklerini hissederek ilişkinin sınırlarının farkına varır.
6. Büyümek.
Son aşama, gerçekliği kabul etme ve odak noktasını güncel olana kaydırmaktır. Bu aşamadaki bireyler, olgun bir ilişki için ayrı bir duygusal kimlik sürdürme gerekliliğini kabul eder ve kendine güven geliştirirler. Bu aşamada başarılı olmak, kendi zevklerinden ve acılarından sorumluluk kabul etmeyi ve partneriyle daha tam bir şekilde ilişki kurabilme yeteneğini artırmayı içerir. Partnerlerin bağı bu evreden sonra yüzde 90 kopmamakta ve ömür boyu sürmektedir.
Evlilik evrimi üzerine yapılan araştırmalardan alınacak en önemli ders;
Tüm evliliklerin ve uzun süreli ortaklıkların düşündüğünüzden uzun gelişme potansiyeline sahip olduğudur. Tüm umudunuzu kaybettiğinizi hissettiğinizde bile, ilişkinizin sürekli olarak evrimleştiğini unutmayın. Psikologlar diyor ki; ‘Şu kesin bir gerçek. Gelecek yıl evliliğiniz hakkında nasıl hissettiğiniz, bugün hissettiğinizden farklı olacak.’